Spinal Müsküler Atrofisi Olan Çocuklar ve Ergenlerde Anksiyete ve Depresyon

Çin’de yapılan güncel ankete dayalı bir çalışmanın sonuçları, spinal müsküler atrofisi olan okul çağındaki çocuklar ve ergenlerin yüksek oranda anksiyete ve depresyon yaşadıklarını göstermiştir.



Çin’de yapılan güncel bir ankete dayalı çalışma, spinal müsküler atrofisi (SMA) olan okul çağındaki çocuklar ve ergenlerin yüksek oranda anksiyete ve depresyon yaşadıklarını göstermiştir. Araştırmacılar, profesyonel psikolojik bakımın, bakım standardına dahil olduğuna dikkat çekmişler, solunum ve sindirim sorunları ve iskeletteki şekil bozuklukları ve ya eğrilikleri olan SMA hastası öğrenciler arasında daha yüksek bir depresyon yaygınlığının görüldüğünü belirtmişlerdir. Sonuçlar aynı zamanda hastalığın doğuracağı yan etkileri azaltmak, ilaca erişilebilirliği iyileştirmek, normal eğitimi sürdürmek, okul desteğini güçlendirmek ve SMA hastaları bakıcılarının hastalığın teşhis ve tedavisine yardımcı olmalarını arttırmak gibi müdahalelerin olası hedefleri için çağrıda bulunmuştur. Bu araştırma Orphanet Nadir Hastalıklar Dergisi'nde "Spinal müsküler atrofisi olan okul çağındaki hastalarda anksiyete ve depresyon: kesitsel bir çalışma" olarak yayınlanmıştır.

Kas zayıflığı ve atrofi (büzülme) SMA'nın ayırt edici özellikleri olmakla birlikte hastalar ayrıca yaşam kalitelerini ciddi şekilde azaltabilecek sindirim, solunum, kardiyovasküler ve motor problemler de yaşayabilmektedirler. Anksiyete, depresyon ve diğer psikolojik bozukluklar sıklıkla kronik fiziksel bozukluklara eşlik etmektedir ve hastalığın ilerlemesini önemli ölçüde etkileyebilmektedir. Bu psikolojik belirtiler de semptomları komplike hale getirebilmekte, tanı ve tedaviyi zorlaştırabilmektedir. Araştırmalar, depresyon ve anksiyetenin sosyal aktivitelere olan ilgiyi azaltabileceğini, motivasyonu sınırlayabileceğini ve bilişsel işlevi bozabileceğini, sosyal işlevselliği ve yaşam kalitesini daha da düşürebileceğini göstermiştir. SMA hastası yetişkinlerde yapılan araştırmalar, hastaların anksiyete ve depresyon düzeylerinin hastalıktan önemli ölçüde etkilendiğini bulmuştur. Bununla birlikte, okul çağındaki çocukların ve SMA hastası ergenlerin psikolojik sağlığı tam olarak araştırılmamıştır. Çin'deki Zhejiang Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden araştırmacılar, mevcut çalışmanın amacını, okul çağındaki SMA hastalarında anksiyete ve depresyonun yaygınlığını tanımlamak ve bunlar için risk faktörlerini araştırmak olarak açıklamışlardır. Araştırmada anksiyete ve depresyonu değerlendirmek için iki anket olan, Çocuk Anksiyetesi ile İlişkili Duygusal Bozukluklar için Ekran (SCARED) ve Çocuklar için Depresyon Kendi Kendini Değerlendirme Ölçeği (DSRSC) kullanılmıştır. Her iki ankette de yüksek puanlar daha kötü anksiyete ve depresyonu göstermektedir. Anketler telefonla, yüz yüze görüşmelerle veya hastalar ve bakıcıları ile çevrimiçi bir platform aracılığıyla doldurulmuştur. Çalışmanın, yaşları 8 ile 18 arasında değişen SMA teşhisi konan 155 katılımcıyı içerdiği ve bu öğrencilerin çoğunun yaşlarının 8 ila 12 arasında olduğu bildirilmiştir. Ayrıca çalışmaya katılan öğrencilerin 71'i erkek, 84'ü de kadındır. Katılımcıların 12'sinde infantil başlangıçlı SMA tip 1 teşhis edilmişken, juvenil SMA olarak da anılan SMA tip 3, 42'sinde doğrulanmıştır. Öğrencilerin çoğunluğunun, genellikle 7 ila 18 aylıkken gelişen orta dereceli SMA tip 2'ye sahip olduğu belirtilmiştir.

Cinsiyetler arasında anksiyete ve depresyon

Genel olarak, 60 katılımcının, kaygı tanımını karşılayan 25 veya daha fazla SCARED puanı alırken, 39'unun depresyon kriterlerini karşılayan 15 veya daha yüksek bir DSRSC puanına sahip olduğu bildirilmiştir. Özellikle, çocukların bakıcılarının çoğu arasında depresyon ve kaygının da yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Çocuklarda anksiyetenin varlığı, iskelet deformelerinin yanı sıra solunum ve sindirim sorunları ile anlamlı olarak ilişkiliydi, ancak cinsiyet, yaş veya hastalık türü açısından anlamlı bir farklılık göstermemiştir. Ekip, tip 3 ve tip 1 SMA tanısı almış hastaların, sırasıyla en yüksek ve en düşük anksiyete prevalans oranlarına sahip olduğunu ancak bu farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığını belirtmiştir. Ayrıca bu gözlemler için olası bir açıklamanın da, tip 3 hastaların, tip 1 hastalara göre daha fazla hareketliliğe sahip olmaları ve bu nedenle normal temasları sürdürebilmelerine rağmen, tip 3 hastaların normal akranlarıyla aynı aktivite düzeylerinden zevk alamamaları ve bu durumun da kaygıya yol açması olduğunu ifade etmişlerdir. Araştırmada herhangi bir egzersiz yapmayanlara kıyasla egzersiz yapanlar arasında şiddetli anksiyete prevalansının anlamlı derecede daha düşük olduğu gözlemlenmiştir. Yıllık geliri yüksek olan hanelerde ikamet eden hastaların, düşük gelirli ailelerden gelenlere göre önemli ölçüde daha düşük depresyon prevalansına sahip olduğu bildirilmiştir. Bilim insanları, çalışmalarında cinsiyetler arasında kaygı ve depresyon prevalansında anlamlı bir fark olmamasının, SMA yaygınlığının cinsiyetle ilgisi olmamasıyla açıklanabileceğini belirtmişlerdir. Son olarak, hastalarda depresyonun, bakım verenlerin öznel anksiyetesi ile pozitif olarak ilişkili olduğu, ancak hastalardaki depresyonun, bakım verenlerin öznel depresyonundan farklı olmadığı gözlemlenmiştir. Ayrıca bakım verenlerin beklentisinin de hastalarda depresyonu anlamlı olarak etkilediği bildirilmiştir. Araştırmacılar, Çin'deki SMA hastalarının bu çalışma örneğinde, sırasıyla çalışma popülasyonunun dörtte birini ve üçte birini etkileyen depresyon ve anksiyetenin yaygın olduğunu belirtmişler ve SMA hastaları için profesyonel psikolojik bakımın şart olduğunu da sözlerine eklemişlerdir. Ayrıca kişiselleştirilmiş eğitimin, bakım verenlerin ruh sağlığını ve beklentilerini geliştirme ve çoklu sistem bozukluklarının kesin yönetimi dahil olmak üzere ruh sağlığı hizmetlerinin yaygınlaştırılmasının, SMA hastalarında anksiyete ve depresyonun önlenmesi için de çok önemli olduğunun altını çizmişlerdir.

Not: Birliktemumkun.biz kesinlikle hastalıkla ilgili bir haber ve bilgilendirme sitesidir. Tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavi sağlamaz. Bu içeriğin profesyonel tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini alması amaçlanmamıştır. Tıbbi bir durumla ilgili sorularınız için daima doktorunuzun veya diğer kalifiye sağlık sağlayıcınızın tavsiyesine başvurun. Bu web sitesinde okuduğunuz bir şey nedeniyle profesyonel tıbbi tavsiyeyi asla göz ardı etmeyin veya aramayı geciktirmeyin. Bu sütunda ifade edilen görüşler birliktemumkun.biz veya ana şirketi Roche Müstahzarları A.Ş.'ye ait olmayıp, spinal müsküler atrofi ile ilgili konuları tartışmaya açmayı amaçlamaktadır.

REFERANSLAR

  1. Steve Bryson PhD, Anxiety, Depression a Problem for School-age Patients in China, SMA News Today (https://smanewstoday.com/news-posts/2021/10/18/anxiety-depression-common-school-age-sma-patients-china/), October 18, 2021, Erişim Tarihi:03.11.2021